Erken Okuldan Ayrılma karmaşık bir fenomendir; bu, doğaçlama bir müdahaleyle çözülemez, ancak çeşitli aktörlerin koordine edilmiş katılımları gerekir ve  eylem sırasında ele alınması gereken ihtiyaçların net bir şekilde anlaşılması sağlanarak , çoklu ve planlı bir strateji ile çözülebilir.

Deneyimlenen EUMOSCHOOL yaklaşımı, bütünsel bir müdahalenin nasıl hayata geçirileceğine, farklı aktörlerin nasıl dâhil edilmesini deneyerek, rahatsızlık ve strese yol açan riskleri ve durumları azaltabilecek, pozitif bir ortam yaratarak, potansiyel bir düşüşe neden olacak bazı önerilerde bulunmaktadır.

Elbette, bu hiç de kolay değildir: bütün ortakların bu tür bütünsel yaklaşımı hayata geçirmesi kolay olmadı, fakat “Roma bir günde inşa edilmedi” dedikleri gibi: vakaların çoğunda, EOT ni önlemek için uygulanacak yenilikçi metodolojiler konusunda Duyguların Didaktiği tekniklerinin uygulanması süreçte farkındalığı artırdı.

Böylece bir sonraki akademik yılda kullanılacak olan birlikteliklerle ilgili tüm taraflar  bir diyalog başlatarak  gerçekten EOT’nin güçlü bir aracı oluşturdular.

Hangi aktörler dahil edilmelidir?

Bütünsel bir yaklaşım başlatmak için aşağıdaki aktörleri dahil etmeniz gerekir:

  1. Öğrenci
  2. Öğretmen
  3. Okul (öğretmenleri ve etrafındaki tüm eğitsel figürleri destekleyen sistem anlamına gelir).
  4. Aile

Grafiklerin gösterdiği gibi, her aktör öğrenciyle bir ilişki içerisindedir. Elbette, buradaki resim, öğrenci ile akademik eğitim açısından okul ortamındaki ilişkisini temsil etmektedir. Bu müdahale ne kadar koordine olursa, etki o kadar büyük olur. Dolayısıyla, bu aktörler arasında kuşkusuz iyi bir koordinasyon gereklidir ve bu eylemde tek öğretmen bile büyük rol oynayabilir.

Nereden başlamalıyız?

İlk adım, öğrencimizin ihtiyaçlarını ve elbette harekete geçeceğimiz bağlamın ayrıntılarını bilmeliyiz. Ardından, uygulanacak yaklaşımı bilmek önemli bir faktördür: Duyguların Didaktiklerini derinlemesine öğrendiğimizde, onu önleme eylemimizde işbirliği yapan tüm aktörlere tanıtmak bize kalmış  olacaktır.

Haydi, ilk adımları yapalım:

ADIM 1

Öğrencilerin sınıflardaki durumları ve ihtiyaçları:

Öğretmen olarak, büyük olasılıkla öğrencilerinizi ve ders verdiğiniz sınıfın özel ihtiyaçlarını çoktan biliyorsunuzdur. Aileler – destekleyici olanlar ve “destekleyici olmayanlar”  da, her öğrencinin durumu daha iyi anlamak için önemlidir. Her öğrencinin ne durumda olduğu ve müdahalenin ne kadarından faydalanacağı  sadece öğrenciyi değil, ailesinide etkileyecektir.

ADIM 2

Duyguların Didaktiğini öğrenin:

Belirtildiği gibi, Duyguların Didaktiği, öğrencileriniz ile yaklaşımı kolaylaştırmak için önemli bir araç olabilir. İlk adım, yaklaşıma diğer aktörleri dahil etmeye hazır olmak için, kursa ve içeriğine bakmaktır: teori hakkında ne kadar çok bilgi sahibi olursanız, temelini açıklamak için ne kadar çok şey kullanırsanız o kadar çok şansınız olur. Diğer insanları sınıftaki müdahaleye katılmaya ikna edin ve daha başarılı olma ve olumlu bir duygusal iklim yaratma şansınızı artırın.

ADIM 3

Duyguların Didaktiği: Nasıl tanıtılır?

Kurstan sonra, sınıflarınızda Duyguların Didaktiği yöntemini tanıtmanız ve kullanmanız gerekir.

Bununla birlikte, bir Duyguların Didaktiği programını okul faaliyetlerinde, bir enstitüde veya bir departmanında açıklamak kolay  değildir. Öğretim programını yavaşlatmasa bile, Duyguların Didaktiği tekniklerinin uygulanması öğretmenler için çalışmaların artması ve hâlihazırda yapılan sayısız faaliyetlere, okullardaki  proje ve girişimlere  ek bir taahhüt olarak görülebileceğinden dolayı uygulama konusunda  bir dirençle karşılaşılabilir . Fazla sayıda okul örnekleri üzerine metodolojiyi test eden Duygu Eğitimi Merkezi deneyimlerine  göre  5 ülke 27 okulda uygulamanın ilk yılı boyunca EUMOSCHOOL ortaklıklarından hiç birinde, öğrenciler okulda Duyguların Didaktiği tekniğini uygulamada bir problem oluşturmazken,okul ortamındaki bazı diğer “aktörler” den direnç gösterenler olmuştur. Bununla beraber,uygulamaya  müdür, çalışma arkadaşları ve özellikle velilerde dahil olmak üzere  her düzeyde yetişkinin katılımı gereklidir. Böylece, Duyguların Didaktiğinin uygulanması, özellikle uzun vadede en yüksek etkiyi sağlayabilecek bütüncül bir yaklaşımla garanti altına alınır.

ADIM 4

Okul müdürünün katılımı

Okulda iseniz, okul müdürünün onayını almayı başardıktan sonra tüm kapılar size açılacaktır: bu nedenle, Duyguların Didaktiği tekniklerinin uygulanmasında tam bir işbirliğini sağlamak için izin ve müdürün mutabakatına sahip olmak gerçekten önemlidir.

Bunu yapmak için, okullarınızda aktif olan etkinlikleri ((diğer projeler, etkinlikler, müfredat dışı girişimler vb.)kullanarak kolayca uygulanabilecek bir yazılı plan geliştirerek, önermek istediğiniz müdahaleyi yapılandırmak ve planlamak sizler için çok faydalı olabilir.

Amaç, onay almaktır, ancak daha da fazlası, bu tür programın mükemmel sonuçlara sahip olacağına karşınızdakini inandırmaktır.

Bu hedefe ulaşmak için, programı açık ve kapsamlı bir şekilde nasıl açıklayacağınızı bilmeniz gerekir. Bunu yapmak için kendi okul gerçekliğinizi düşünmek daha iyidir. Burada okul müdürüne potansiyel bir teklif geliştirmek için yararlı olabilecek soruların ve önerilerin bir listesini bulabilirsiniz.

  1. Okulunuzda / sınıfınızda, duygusal rahatsızlıklarla kolayca ilişkilendirdiğiniz belirli konular var mı? Getirebileceğiniz belirli örnekler var mı?
  2. Bu yaklaşımın yararlı olabileceğini ve sizinle çalışabileceğini düşünen herhangi bir öğretmen var mı?
  3. Duyguların Didaktiği uygulaması için temel olarak kullanabileceğiniz başka bir proje ile potansiyel etkinlik var mı?
  4. Okulun ana anahtar şeklini düşünün: Didaktik yöneticinizi (veya benzer bir figürü) dahil etmek mümkün mü?
  5. Okulunuzda bir psikoloğunuz var mı? Eğer öyleyse, okul müdürünün teklifi üzerine desteğini isteyin.
  6. Duyguların Didaktiği nin uygulanmasının herhangi bir maliyeti olmadığını vurgulayın ve belgeleri (EUMOSCHOOL Karşılaştırmalı raporumuz gibi) veya öğretmenler için duygu eğitiminin önemini belirten raporları gösterin.
  7. Aşağıdaki tabloya göre düzenlenmiş açık ve basit bir plan sunun:
Tanımlanmış sorun

 

Öğrencilerin yaşları Sınıflar Duyguların Didaktiği teknikleri İlgili konular

 

Zaman aralığı

 

Öğrenme çıktısı

 

Duygusal yeterlilik kazanıldı

 

               

 

  1. Okulunuzun öğretim stratejisine EUMOSCHOOL yaklaşımını dahil etmek için toplantıyı okul müdürü ile birlikte, stratejik bir dönemde planlamaya çalışın.

ADIM 5

Meslektaşları dahil etmek

Okul müdüründen sonra, meslektaşları faaliyete dahil etmek başka zor ve sorunlu bir nokta olabilir. Programa katılma ve uygulama iradesini paylaşan öğretmenlerden oluşan bir “takım” yaratmak gerçekten uygun olacaktır: bazen bu mümkün olmasa bile pes etmemelisiniz.

Meslektaşları projeyi kabul etmeye ikna etmeye çalışırken biraz sabır gerekmektedir. İşbirliği yaptığı sürece az sayıda meslektaş bile başlamak için yeterlidir. İlk dönemde, hiçbiri katılımcı yoksa, kendiniz başlayabilirsiniz.  İş arkadaşlarınız, çalışmalarınızı öğrenciler önünde çekiştirmeyeceklerdir ve  bu çok önemlidir. Bazı meslektaşların programa aktif olarak katılmakla ilgilendikleri, ancak yeterince hazırlıklı olmadıklarını düşündükleri takdirde, yöntemin öğrenmenin kolay ve ücretsiz olduğunu ve bunun çok esnek bir e-öğrenme platformu olduğunu söylemek gerekir.

Tüm sınıflar için aynı sınıftaki tüm öğretmenleri dahil etmek en iyi yoldur, böylelikle duyguları öğretme teknikleri uygulanırken bütünsel yaklaşım ve süreklilik sağlanır.

Üstelik platformdaki mevcut araçlar Duyguların Didaktiği tekniklerini sınıflarının öğrenme hedefleriyle koordine etmek ve derslerini uyarlama konusunda ilham verir.

ADIM 6

Ebeveynleri dâhil etmek

Ebeveynler eğer bilgilendirilirler ise Duyguların didaktiğinin uygulanmasında yardımcı olurlar. Tam bir duygusal öğrenme ortamını garanti altına almak için onları dahil etmek gerçekten çok önemlidir. Bu nedenle, öğrenciler hem okulda hem de evde duygular üzerinde aynı bakış açısına sahip olacaklardır. Aksi takdirde, okulda öğrenilenlerin evde kaybolması veya kısmen “değişme” riski vardır.

Ebeveynler nasıl dahil edilir? Onlarla akademik yıl boyunca birlikte yaptığınız resmi toplantılar gibi bir  toplantı planlamak daha  iyi olacaktır ,: bu toplantıda programa dair bir referans, ya da belgelerin, linklerin gösterilmesi ve sınıfta uygulamak istediğiniz girişimin kısa süreliğine tanıtılması iyi bir başlangıç ​​noktası olabilir.

Bu sebeple, kursumuza birçok teorik ve bilimsel bilgi ekledik, size ebeveynlerin sorularını cevaplamak için gereken tüm yetkinlikleri verdik.

Aslında, böyle bir müdahalenin gerçekten önemi onlara iyi bir şekilde  açıklandığında, normal olarak duygu eğitimi faaliyetlerini en kısa zamanda onlarda başlatmaya karar verirler. Olumlu görüşleri, özellikle Müdür ve meslektaşlarınız yönünde beklenen nihai sonuca ulaşmak için gerçekten önemlidir.

Bir öneri

Tanıtım yaparken nörobiyoloji, ayna nöronları ve beyinde değişme hakkında onlarla konuşmaktan kaçının. Bunlar çok karmaşık terimlerdir ve iyi bilinmemektedirler, bu yüzden söyleyeceğiniz şeyler, onlar tarafından yanlış anlaşılabilir veya karışıklık yaratabilir, çünkü bunlar karmaşıktır ve açıklanması için oldukça zamana ihtiyaç vardır (ve muhtemelen çok fazla zamanınız olmayacaktır). Aksine, açık ve doğru olarak, kolay referansları kullanın ve duygu eğitimini , çocuklarının duygusal iyiliğinin önemini anlamalarını sağlamaya çalışın.

Başka bir öneri sınıftaki etkinliklerle ilgili kısa raporlar geliştirmektir, bu da hem ebeveynler hem de meslektaşlarınız için güçlü bir motivasyon sağlar. Sonuçların gösterilmesi, fikir birliği sağlamak ve işbirliğini teşvik etmek için önemli ve geçerli bir yoldur.

Tüm akademik yıl boyunca anne-babalarla görüşmek, özellikle bazı durumlarda müdahale etmek ve öğrencilerin duygusal öğrenimini en iyi şekilde koordine etmek ve işinizin etkisinin derecesini anlamak için çok önemlidir.

Son olarak, akademik yılın sonunda, duygusal öğrenme ile ilgili belirli konuları tartışmak için ebeveynlerle nihai bir toplantı düzenlemek iyi olacaktır. Gördüğünüz gibi, bütünsel bir yaklaşım zaman alır ve farklı aktörlerin oldukça yakın bir işbirliğini gerektirir. Tabii ki, bunların hepsinin başarılı bir şekilde işbirliği sağlanmamışsa bu kolay değildir.

Bununla birlikte, önerimiz her zaman her koşulda başlamaktır, çünkü meslektaşlarınıza bunun mümkün olduğunu gösterebilirsiniz. Katkılarıyla, metodolojiyi uygulamanın çok zor olmadığını göreceklerdir.

Bu el kitabının sonunda, Duyguların Didaktiği’nin bütünsel bir bakış açısıyla başarılı bir şekilde uygulanmasını garanti altına almak için başka ilginç önerilerin bulunduğu SSS bölümünü bulacaksınız.

Adım adım, eyleminiz daha büyük bir etkiye ve aktörlerin daha geniş bir katkısına sahip olacak, tüm öğrencilere ulaşacak ve aralarında olumlu bir duygusal iklim yaşanacaktır. İyi sonuçlar her zaman uzun vadeli bir perspektiftedir ve – bazen zor gözükse bile – öğrenme yolunun sonu her zaman büyük bir tatmindir!